Aydın Tabip Odası bünyesindeki Demokratik Katılım Grubu, odanın 21 Nisan’da yapılacak genel kurulunda yönetime talip olduklarını açıkladı.
Odanın önceki dönem başkanlarından, Demokratik Katılım Grubu Başkan adayı Dr. Adalet Çıbık, oda binasındaki basın toplantısındaki konuşmasında, “Zor günlerden geçiyoruz. Ülkemizde siyasal, ekonomik, sosyal ve ekolojik krizlerin derinleştiği, eşitsizliklerin had safhaya çıktığı, derin yoksulluğun arttığı, temel hak ve özgürlüklerimizin, demokratik yaşam biçimlerimizin baskı altına alındığı, adaletsizlik ve hukuksuzluğun alıp başını gittiği, şiddetin gündelik hayatın olağan bir parçasına dönüştüğü, sağlık ortamının çöktüğü şartlarda, hekimler olarak bizler de fazlasıyla nasibimizi aldık. Mesleğimize, geleceğimize, iyi hekimliğe, ettiğimiz yemine, toplumun sağlık hakkına, kadın ve çevre mücadelesine, demokrasiye, adalete, hukuka, anayasal düzene sahip çıkmak için meslek örgütümüzün varlığı hepimiz için çok değerli ve önemli. Yakın geçmişte de bu yaşadığımız sorunları tüm çıplaklığı ile ortaya koyan iki durum yaşadık, birisi pandemi, diğeri 6 Şubat depremleri; neredeyse 20 yıldır uygulanan sağlıkta dönüşüm programının sayesinde sağlık sisteminin enkaz altında kaldığını hep birlikte gördük. Tam da bu bağlamda hakikatleri ortaya çıkaran, bunu savunan ve özellikle de hem pandemi hem de depremde bütün varlığıyla mücadelesini sürdüren örgütümüze, tarihin her döneminde olduğu gibi saldırılar oldu ve hala bu saldırılar sürüyor. Bizleri biraz da olsa rahatlatacak, insanca yaşamayı, insanca çalışmayı ve insanca hekimlik yapmayı, iyi hekimlik yapmayı mümkün kılacak çözümlerle, yeni bir sağlık sistemini örgütlemek için meslek örgütümüzde emek veriyoruz yıllardır. Biz bu dönem; Aydın Tabip Odası Demokratik Katılım Grubu olarak ‘ben’ değil ‘biz’ diyerek, ülkemizde son kalelerden birisi olan örgütümüz TTB’ye sahip çıkmak, 70 yıllık birikimini ve değerlerini korumak, mücadelemizi aynı şekilde sürdürmek için yola çıktık” ifadelerini kullandı.
“OYLAR DEMOKRATİK KATILIM GRUBUNA”
Çıbık, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şiddetsiz, güvenli, güvenceli, demokratik bir yaşam için; TTB’nin sağlıkta şiddet yasa teklifi, şiddetsiz, güvenli çalışma ortamları için mekansal önlem önerileri kabul edilmelidir. Güvenli çalışma ortamlarının sağlanması idarecilerin sorumluluğundadır. Şiddet olaylarında idarecilerin sorumluluğu öncelikli olarak dikkate alınmalıdır. Hekimlerin/sağlık emekçilerinin dinlenme koşulları, sağlık hizmetinde hataya sevk etmeyecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. Doktor dinlenme odaları, emzirme odaları, kreş her sağlık kurumunda yeterli sayıda sağlanmalıdır. Nöbet ertesi izin, idarecilerin insafına bırakılmamalıdır. Pandemilerde, pandemiye yol açan hastalık, sağlık emekçileri için illiyet bağı aranmadan meslek hastalığı kabul edilmelidir. Sağlık emekçileri için fiili hizmet süresi zammı 120 gün olmalıdır. Hekimlerde ek gösterge üst sınırı 7600’e yükseltilmelidir. Tüm sağlık emekçilerine hakları olan, hiçbir koşuldan negatif etkilenmeyen, emekliliğe yansıyan, gerçek enflasyona uygun, insanca yaşayabileceğimiz tek kalem maaş verilmelidir.
Emekli sandığı, ssk, bağ-kur emekli aylıkları arasındaki uçurum giderilmeli, tüm emekli hekim aylıkları yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalı, tüm hekimler emeklerinin hakkı ölçüsünde emekli ikramiyesi alabilmelidir. Vergide adalet istiyoruz, vergi dilimi üst sınırı yüzde 15 olmalıdır. Muayene süreleri, bilimsel ve nitelikli sağlık hizmeti gözetilerek düzenlenmelidir. Acil servislerde yeşil alan kaldırılmalı, poliklinik hizmeti verilmemelidir. Sağlık ortamına dair düzenlemeler; TTB ve ilgili sağlık-emek meslek örgütlerinin görüşleriyle yapılmalıdır. Atamalar bilimsel ölçütlere ve liyakate dayalı olmalıdır. Tıp Fakültesi ve tıpta uzmanlık eğitimi kontenjanları, eğitimin niteliği gözetilerek azaltılmalıdır. Koruyucu sağlık sisteminin öncelendiği, güçlü ve bölge tabanlı birinci basamak, basamaklandırılmış ve parasız bir sağlık sistemi inşa edilmelidir. ‘Emek Bizim, Söz Bizim’ diyerek; koruyucu sağlık hizmetini önceleyen, ekip ruhunu kaybetmemiş, basamaklandırılmış, herkesin eşit, ulaşılabilir, ücretsiz, nitelikli sağlık hizmeti almasının anayasal, evrensel bir insan hakkı olduğunun altını çiziyoruz. Hekimlerin özlük haklarının ve mesleki etik değerlerinin korunması ve geliştirilmesi, toplumun sağlık hakkının savunulması için; barışın egemen olduğu, doğanın ve ekolojik dengenin korunduğu, çağdaş, özgür, adil, laik ve demokratik bir ülkede onurlu hekimlik yapmak ve yaşamak için mücadelemizi sürdüreceğiz. Tüm meslektaşlarımızı iyi hekimlik değerlerimiz, mesleki bağımsızlığımız, nitelikli sağlık hizmeti için bizi desteklemeye ve birlikte mücadele etmeye davet ediyoruz. Cumhuriyet kazanımlarına, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkarak; özgür, laik, demokratik bir ülkenin mücadelesi için; emek bizim, söz sizin. Katılımınızla hepinizin. Demokratik, katılımcı, çalışkan, üretken bir tabip odası için, oylar demokratik katılım grubuna” değerlendirmesinde bulundu.