Latmos (Beşparmak) Dağları’nın en bakir alanlarından biri olan Koçarlı ilçesine bağlı Çörlen mevkiinde bilimsel bulgular sonucunda ortaya çıkan yeni koruma statülerinin çalışmaları bitmeden başlatılan maden faaliyeti tahribat oluşturmuş ve geçici olarak durdurulmuştu.
Geleneksel yaşam alanlarında maden faaliyeti istemeyen Sakarkaya köylüleri adına, Latmos Platformunun gönüllü avukatı Mehmet Cilsal tarafından hazırlanan dava dilekçesi maden ocağının karşısında evi bulunan Dursun Sarı tarafından yürütmenin ve faaliyetin durdurulması istemiyle İdare Mahkemesine başvuruldu.
Açılan davanın bilirkişi keşfi tahribat oluşturulan alanda gerçekleştirildi.
Başta Sakarkaya ve Bağarcık köylüleri olmak üzere, Beşparmak Dağları’ndaki köylerden gelen muhtarlar ve vatandaşlar, Aydın ve Muğla’ya bağlı il ve ilçelerden gelen duyarlı sivil toplum örgütleri, platformlar, yürüyüş grupları Latmos’un korunmasına destek verdiler.
Maden faaliyetinin yapılacağı alan Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün Milli Park öneri sahası içinde bulunmakta, ayrıca Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nün onay aşamasındaki, maden faaliyetlerinin yapılmasının mümkün olmadığı Nitelikli Doğa Koruma Alanı sınırlarında bulunmakta.
Ekodosd Derneği Başkanı Bahattin Sürücü, “Maden projesi için düşünülen alanın 700 m. yakınında 1. ve 3. Derece arkeolojik Sit alanları olan Çörlenasar Kalesi ve Çayırlık Mevkii Kaya Resimleri bölgesi bulunmaktadır. Her iki alan Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından tescil edilmiş olsa da, maden faaliyetinin etki alanına girmektedir. Maden ocağında dinamitle yapılacak çalışmalar sonucunda arkeolojik sit alanlarında nasıl bir etki yaratacağı konusunda, bilirkişi heyetinde fikir verebilecek bir arkeoloğun bulunmaması çok dikkat çekmiştir.
Çörlen Yaylası Latmos Dağları’nın en bakir, doğal ve kültürel peyzajının olağanüstü güzellikteki en önemli alanlarından biridir.
Türkiye’de ekoturizm potansiyelinin en yüksek alanlarından biri olan Latmos’ta açılması düşünülen bu maden faaliyetine kesinlikle izin verilmemeli, bölge halkının geleneksel yaşamı bozulmamalı, bitki örtüsü ve yaban hayatı tahribata uğramamalı ve Latmos bütüncül olarak korunarak geleceğe taşınmalıdır” dedi.
