Yeni Kıroba İnternet Haber Sitesi'nden Kıvanç Uğur'un haberine göre, İstanbul Eyüp’te bulunan bir özel okulun müdürlüğünü yapan emekli öğretmen İbrahim Oktugan’ın bir öğrencisi tarafından öldürülmesine tepkiler sürüyor. Meslektaşlarının katledilmesine tepki gösteren Aydınlı öğretmenler, iş bırakma eylemi gerçekleştirdi.
Eğitim sendikaları tarafından Atatürk Kent Meydanı’nda gerçekleştirilen kitlesel basın açıklamasına katılan binlerce öğretmen, şiddet olaylarının son bulması için gerekli adımların atılması çağrısını yüksek sesle haykırdı.
Eğitim Bir – Sen, Eğitim – İş, Eğitim – Sen, Anadolu Eğitim Sendikası, Hürriyetçi Eğitim – Sen ve Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası’nın desteğiyle gerçekleştirilen eylemde sendikalar tarafından ortaklaşa hazırlanan bildiri, Eğitim Bir – Sen Aydın Şubesi Başkanı Fatih Taşpınar tarafından okundu.
“GÜVENLİKTEN TASARRUF OLUR MU?”
İstanbul Eyüp’te yaşanan olayın herkesi derinden üzdüğünü kaydeden Taşpınar, “Eğitim çalışanlarına yönelik giderek artan şiddet olaylarını protesto etmek; şiddeti önleyecek, failleri cezalandıracak ve mağdurlara hukuki koruma sağlayacak bir yasal düzenlemenin yapılması talebiyle bir araya gelmiş bulunmaktayız. ‘İtibardan tasarruf’ olmuyor da güvenlikten olur mu? Gerekli adımların atılması için daha kaç eğitim emekçisinin, kaç öğrencinin can vermesi gerekiyor? Bakanlığın plansızlığı sebebiyle ülkenin demografik yapısı ve güvenliği ciddi risk altındadır. Planlama ve rehabilitasyon süreçleri sağlıklı işletilmediği için güvenlik anlamında ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Bu güvenlik açığının faturası bizlerin canı mı olacaktır?” ifadelerini kullandı.
“LANETLİYORUZ”
“Toplum olarak hayatımızın her aşamasında evde, sokakta, iş yerlerinde her gün karşı karşıya kaldığımız şiddet olgusu, okullarımızı da sarmalamış, eğitim emekçilerini de şiddetin hedefi haline getirmiştir” diyen Taşpınar, şöyle devam etti: “Son olarak İstanbul'da yaşandığı gibi ölümle sonuçlanan ağır sonuçların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Türkiye’nin her yerinde eğitim kurumlarında birbirine benzer şekillerde eğitim emekçilerini hedef alan şiddet olaylarının yaşanması, şiddetin arkasındaki nedenlerin ortaya çıkarılmasını, eğitim kurumlarında eğitim emekçilerinin can güvenliğinin sağlanmasını gerektirmektedir. Öğretmen, memur hizmetli, şef şube müdürü demeden tüm eğitim çalışanlarına kamu görevlilerine yönelen şiddeti bir defa daha lanetliyoruz.”
“CİMER, VELİLERİN ELİNDE SOPAYA DÖNÜŞTÜ”
Bugüne kadar kamu görevlilerine yönelik gerçekleştirilen tüm şiddet olaylarında tepkilerini en sert şekilde ortaya koyduklarını aktaran Taşpınar, “Eğitim Sendikaları olarak, geçen yıl hayata geçirilen Öğretmenlik Meslek Kanunu tartışmalarında şiddete yönelik düzenlemeyi talep edip son ana kadar sergilediğimiz ısrarın gereği yapılmadı. O gün gereği yapılsaydı belki bugün İbrahim OKTUGAN öğretmenimiz aramızda olacaktı. Bakanın meslek kanununa ilişkin yeni düzenleme konusunda kullandığı ‘şiddete karşı yasal düzenleme’ ifadelerini kıymetli buluyoruz. Bunun bir an evvel hayata geçmesinin takipçisi olacağız” görüşlerini dile getirdi.
Yaşanan bu şiddet olaylarının adeta bir bakanlık politikasına dönüştürülen eğitim emekçilerinin itibarsızlaştırılmasından ayrı düşünülemeyeceğini vurgulayan Taşpınar, “Bugün bir eğitim emekçisini hayattan koparan ne basit bir öfke krizi ne failin öğrenci ya da veli oluşu, ne de öğrencinin uyruğu ile ilgilidir. Bizzat bakanın yaptığı açıklamalarla eğitim sisteminin tüm
başarısızlığının nedeni olarak öğretmenlerin gösterilmesi, CİMER uygulamasının velilerin elinde bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan tüm sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmeni ve idarecileri veli ve öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur. Okullarda yaşanan şiddetin ve öğretmenlere yönelik saldırıların önlenebilmesi, öncelikle her fırsatta öğretmenleri, eğitim emekçilerini hedef haline getiren politika ve uygulamalara son verilmesinden geçmektedir. Okulda şiddet olaylarının durması için Milli Eğitim Bakanlığını acilen harekete geçmeye ve önlem almaya çağırıyoruz” diye konuştu.
“TÜM OKULLARIN GÜVENLİĞİ SAĞLANMALI”
Taşpınar, eğitimde şiddete karşı alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı: “Eğitimde şiddet yasası acilen çıkarılmalıdır. Failler toplumun vicdanını rahatlatacak ve yeni olaylar açısından caydırıcı olacak şekilde cezalandırılmalıdır. Özel ya da devlet okulu ayırmaksızın, tüm okulların güvenliği derhal sağlanmalıdır. Devleti yönetenler hem devlet okullarını güvenli hale getirmeli, kadrolu güvenlik personeli atamalı ve giriş kapılarına dedektörler koymalıdır. Özel okullarda da aynı güvenlik önlemlerinin alınması şart koşulmalı ve bu konuda sıkça denetim yapılmalıdır. Ahlak bekçiliğine soyunan RTÜK’ün toplumsal şiddeti başlıca gündemi haline getirip, mafya ve suç temalı TV yapımlarını denetlemesi sağlanmalıdır. İçine bin bir tane gereksiz ve hatta zararlı içerik doldurulan müfredat yerine şiddetin çağdışı ve yanlış olduğunu öğreten toplumsal yaşam dersleri içeren programlar hazırlanmalıdır. Yıllardır yaptığımız tüm uyarılara rağmen alınmayan önlemler nedeniyle dün 40 yılını çocukların eğitimine adamış bir öğretmen arkadaşımızı, maalesef bakanlığın yap boz tahtasına dönüştürdüğü eğitim politikalarının sonucu olarak kaybetmiş olmanın derin üzüntüsünü yaşıyor, İbrahim Oktugan öğretmenimizin ailesi başta olmak üzere tüm meslektaşlarımıza ve eğitim camiasına başsağlığı diliyoruz.”
SLOGANLARLA PROTESTO ETTİLER
Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Doğan Yılmaz, Eğitim – İş Aydın Şube Başkanı Şaban Özdemir, Eğitim – Sen Aydın Şube Başkanı Suat Gündeş ve Hürriyetçi Eğitim Sendikası Mehmet Küçükbeyazıt da eylemde yaptıkları konuşmalarda, İstanbul’da yaşanan olaydan duydukları üzüntüyü ve tepkilerini dile getirdi.
“Öğretmene kalkan eller kırılsın”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz”, “Öğretmene destek, şiddete hayır” sloganlarının atıldığı eylemde, öğretmenler şiddet olaylarını alkışlarla protesto etti.